Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 --------EFSANEWİ MAÇLAR 2 -------

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
!!..SoyTaRı*kR4L..!!
•°o.O♥ ŧIK 4ÐM1Ñ♥ O.o°•
•°o.O♥ ŧIK 4ÐM1Ñ♥ O.o°•
!!..SoyTaRı*kR4L..!!


Mesaj Sayısı : 543
Kayıt tarihi : 05/10/08

--------EFSANEWİ MAÇLAR 2 ------- Empty
MesajKonu: --------EFSANEWİ MAÇLAR 2 -------   --------EFSANEWİ MAÇLAR 2 ------- I_icon_minitimeSalı Ekim 07, 2008 4:21 pm

----------------
GALATASARAY-LEEDS

VE TÜRKLER İLE İNGİLİZLER ! :
Dünyanın bir kaç ülkesinden belli başlı rekabetleri ortaya serdik ama artık Avrupa'da
hatta Dünyada bir rekabet daha doğdu... Türkler ve İngilizler...

Galatasaray'ın bir çok yurtdışı maçına gittim...İtalya,İspanya,Hollanda, Almanya, Avusturya vs...Bu ülkelere en fanatik gruplarla gittiğimiz ve en ünlü meydanlarında gövde gösterileri yaptığımız halde ne kimseye sataştık , ne de o ülkenin saygı duydugu değerlere dokunduk...

Gittiğimiz heryerde alkışlandık.Dostluklar tesis ettik.Rakip taraftarlarla beraber içtik beraber sarhoş olduk...Ama ne kavga ne de bir tatsızlık olmadı aramızda...
Çünkü biz Türekler dünyanın en müsafirperver insanları olduğumuz gibi , misafir gittiğimiz ülkelerde de nasıl davranılacağını bilen insardık...

Ancak nedense Chelsea maçı için İngiltere'ye gittiğimizde, maç öncesi Londra sokaklarında yaptığımız gösterilerde en küçük bir olay olmamasına rağmen, stada giderken ve 04.09.2000stat içinde , bize karşı bir küçümseme ve öfke hissediliyordu...Kıçını açanlar ! (bu hareket karşısında bizim çocuklar da birşeyler gösterdi de yazamam şimdi) ,orta parmağını gösterenler bira şişesi fırlatanlar hep İngilizlerdi.Biz bunlara da güldük geçtik...

Ülkemize gelen çok çeşitli ülkelerin taraftarlarıyla da hep içiçe olduk...Yien dostlular tesis ettik...Hatta Herta Berlinli taraftarlardan ikisini A. arkadaşımız ( İnternet üzerinden tanışmışlardı) misafir etti...Boğazda yedirdi, içirdi,gezdirdi...Aynı karşılığı Berlin'e gittiğimizde A. da gördü...

Bizim ülkemizde hiç kimseye sataşılmadı...Dostluğun en güzel örnekleri sergilendi...Hatta Chelsealılara bile... Ama Leedsliler ülkemize bir geldi pir geldi...Taksim ve çevresinde yapmadık rezalet bırakmadılar.Orda toplanan gençler ile aralarında olaylar patladı...İki İngiliz hooligan öldürüldü.Onlarca Galatasaraylı genç tutuklandı bazıları hüküm giydi... Bu gerginlikten dolayı biz de İngiltere'de ki rövanş maçına götürülmedik. Sonrasında Arsenal ile Kopenhag'da oynandığımız UEFA Kupası final maçında 3.Dünya savaşı çıktı...Yine yüzlerce yaralı ve tutuklananlar oldu... Sanırım bundan sonra da her İngiliz - Türk karşılaşmasında buna benzer olaylar olacak...


--------------------------------------------------
GALATASARAY - ARSENAL

Başlangıçtan bu yana pekçok değişiklik geçiren UEFA Kupasındaki en radikal değişim
o sezon yaşanmıştı. 1958'de Fuar Şehirleri Kupası olarak başlayıp , daha sonra UEFA Kupası haline gelen bu kupada, bir önceki sezon Kupa Galipleri Kupasının kaldırılmasıyla bir takım yenilikler yapılmıştı.

Buna göre öncelikle takım sayısı çok artıyordu , çünkü ülkelerinde Kupa Galibi olan takımlar da buraya geliyordu.Ayrıca Şampiyonlar Ligindeki gruplarında 3. olan takımların da UEFA Kupasına aktarılmaları mücadeleyi çok zorlu hale getirmişti...
Galatasaray'ımız da ,ilk kez katıldığı bu nitelikteki bir turnuvada , öncelikle Şampiyonlar Liginde mucizevi bir şekilde üçüncü olarak UEFA Kupasına katılmaya hak kazandı...

Sonrasında da dünya futbolunun başındaki ülkelerin temsilcilerini birer birer safdışı bırakarak hedefe ulaştı...

Böylece Aslanlarımız hem 2000 yılının, hem de yenilenip zorlaştırılmış olan UEFA Kupasının ilkini kazanma onurunu yaşadı. Galatasaray'ın bu başarısı, kupayı bugüne kadar kazanmış bulunan takımlardan daha büyük oldu...
Gerçi Fenerbahçeli ve bazı Beşiktaşlı dostlarımıza göre "elediklerimiz de takım mıydı?"

ama olsun...Biz işimizi yaptık ya canları sağolsun... Haa şimdi gelelim son maçın ayrıntılarına; Galatasaray'ımız 17 Mayıs 2000 tarihinde Kopenhag'ın Parken Stadyumunda Türkiye açısında çok önemli bir maça çıkacaktı.Ama daha öncesinde Kopenhag meydanlarında Türk ve İngiliz taraftarlar arasında bazı olaylar yaşanacaktı... Kopenhag'a giderken aramızda tek bir inançsız insan yoktu...İşte bu pozitif enerjinin ağababasıydı.

Kopenhag'a vardığımızda maça daha 1 gün vardı...Önce otellerimize yerleştik daha sonra ünlü Tivoli meydanında toplanmaya başladık.Hava harikaydı...Kuzeyli dilberler ise muhteşemdi... Salı günü olduğu için İngiliz taraftarların sayısı bize göre yarıyarıya azdı.Aramızdaki ilişkiler ise gayet iyiydi.Resimler çekiliyor , kadehler tokuşturuluyordu... Ama ne zamanki alkol İngilizlerin beyin hücrelerini kemirmeye başladı , olaylar da o zaman başladı... Bizim gurbetçilerin kamera şımarıklıları da işin içine girince ,görsel medyaya da gün doğdu... İngilizler azdıkça ve onların aralarına karışan provokatörler işlerini yaptıkça bizimkiler de tarihi görevini yapıp İngilizlere hadlerini bildiriyorlardı... Tv'lerde görülenler haricinde ara sokaklarda olanlar ise daha vahimdi.Ancak bizim İstanbul taraftarının gurbetçi taraftarlarımızın elinden bir çok İngiliz'i aldığına bizzat şahit oldum... Olayları yatıştırmak adına İstanbul taraftarının çok büyük mücadelesi oldu ama alkol bu, İngilizleri çıldırtıyordu işte...Eh o zaman da yapacak birşey kalmıyordu... O gece irili ufaklı yüzlerce kavga oldu...26 İngiliz yaralandı.Bir Türk gazetecisi ise başından polis darbesiyle yaralandı...

Ertesi gün ise sabah erken saatlerde gelmeye başlayan günübirlikçi İngiliz ve Türk taraftarlar Tivoli' yi ve çevresini işgal etmişlerdi... İngizler barları bizimkiler ise herzaman olduğu gibi alışveriş merkezlerini tercih etmişlerdi... Barların önünde biriken İngilizlerle Türkler arasında yine dostluk görüntüleri sergileniyordu ama ateşli yakınlaşmalar da ufaktan kendini göstermeye başlamıştı... Vakit ilerledikçe ,daha doğrusu alkol İngiliz'in kanına karıştıkça bizimkilerin iyi niyetli ve eğlence amaçlı davranışları bazı İngiliz gruplar tarafından küfür ve sözlü taciz ile sonuçlanıyordu...
Bu arada Leeds taraftarlarının da Kopenhag'a geldiği dedikodusu yayılıyuordu ama bunu önemseyen yoktu...... Örgütlü ve tamamane olay çıkartmaki için Kopenhag'a gelen bu grup , Danimarkalı hooliganların yardımı ile, saat 15.00 ile 16.00 saatleri arasında, alışveriş paketlerini otellerine bırakıp maça gitmek için dağılan çoluk çocuk Türklerin üzerine Tivoli meydanında cesurane bir saldırı gerçekleştiriyorlardı...
Gerçi ilk şaşkınlık atlatıldıktan sonra İngilizler saldırdıklarına saldıracaklarına bin pişman olmuşlardı ama iş işten geçmişti birkere...

Yine bıçaklanan İngilizler, yerlerde sürüklenen hooliganlar ve 7-8 İngiliz' in arasına düşmüş Türk gençleri bildik görüntüleri oluşturuyorlardı... Taksim'de ağır tahrik sonucu gerçekleşen münferit bir olayı , Galatasaray'a yüklemeye çalışan bazı medya mensupları ve "Bu organize bir katliamdır" çığlıkları atanlar , organize hareketin babasını Tivoli Meydanında canlı canlı görmüşlerdi...Zaten sonradan bazı medya mensupları,diğer medya mensupları tarafından "Olaylarda medyanın da rolü var ! "şeklinde değerlendirilmişlerdi ve bu yüzden çok tartışma çıkmıştı...Çünkü bu sefer kendilerinin de canı yanmıştı ve Akşam gazetesinde Sayın Aykut Işıklar İngilizler tarafından sıkıştırılıp kalleşçe ve acımasızca dövülmüş , kaburga kemikleri kırılmıştı...

Dört koldan üçeryüz kişilik gruplarla, ellerinde ki cep telefonları ile birbirlerini yönledirip, kadın ve çocukların çokluğuna bakmadan meydandaki insanlara saldıranlar kendilerini Breave Heart filmindeki İngiliz Alayları sanmışlardı herhalde...
O saatlerde Allah'tan ki İstanbul taraftarı meydanda yoktu...Düşünsenize o dakikalarda meydanda bizim fanatikler de bulunsaydı belki de bu maç oynanamazdı...

Bugüne kadar Avrupa'nın heryerinde fütursuzca insanlara saldıran ve hiç karşılık görmeyen şımarık hooliganlar , Türk ile karşılaşınca neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Bir deşu var ki; bu insanlık yoksunları Türklere Galatasaraylı diye değil TÜRK diyerek saldırıyorlardı...Ama bizim Türkiye'de ki rakiplerimizin bazı kendini bilmez taraftarları ise hala İngiliz'lere tezahürat yapıyor ve İngiliz bayrağını tribünlerine asmaktan gocunmuyorladı...

Bizim polisimize Taksim olaylarından sonra ,'beceriksiz' diye çamur atanlar ise , Türkiye'de postacı bile olamayacak Danimarka polisini görünce sanırım utanmışlardı...

Bütün bu tatsızlıklardan sonra maç saati gelip çatmıştı.Parken'e vardığımızda tribünlerin 2/3'sinin bizim taraftarlarımız tarafından işgal edildiğini gördük.Gerçekten muhteşem bir görüntüydü.

Maçtan önce ve maç boyu gırtlaklar paralandı...Arsenalliler şaşkına döndü...
Sahadai Aslanların mücadelesi sürerken tribünlerde gözlerden yaş , dudaklardan dua eksik olmuyordu.Hele normal sürenin bitimine doğru başlayan ve uzatmalarda da süren "Dağ başını duman almış" marşı başladığında artık gözyaşlarımız hakimiyetimiz dışında yanaklarımızdan süzülür olmuştu...

Ben o gün Galatasaray Dergisinin görevlisi olarak saha içinde bulunuyordum...
Yanımızdaki İngiliz gazeteciler benim ve Sabah Gazetesi muhabiri Zürap ağabeyin yüzüne bakıp bakıp şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı...Onlar mı garipti , biz mi ? Bunu bilmiyorum ama biz böyleydik işte...

Uzatmaların başında Hagi kırmızı kart görmüş , oyundan çıkmıştı...Ama Aslanlar bir anda saha sanki 20 kişi olmuşlardı...Fatih Hoca yerinde değişiklikler yapmış "İleriii " diye bağırıyordu...

O mücadeleye ağlamamak kolaymıydı..?

İş penaltılara kalmıştı...Tribünler "Türkiye sizinle guru duyuyor " diye inliyordu...
Ellerim titriyordu , ben bu penaltıları nasıl çekecektim acaba ? Zürap ağabeyi oturttum ve dirseklerimi onun omuzların akoyarak biraz olsun titremeyi durdurdum...
Ergün Pembe,Hakan Şükür , Ümit Davala derken Popescu'nun penaltısı ,ligimizdeki penaltı özürlü Galatasaray'ı ( o sezon ligde önemli sayıda penaltıyı gole çevirememiştik) UEFA ŞAMPİYONU yapıyordu...

Arsenalliler ufak ufak tribünleri terkederken , bizim tribünlerde ve saha içinde gözyaşı sel olmuştu...

Maçtan sonra Tivoli'de maça girmemiş olan İngiliz hooliganlar yine taşkınlık yapmaya çalıştılar...Ama yine derslerini aldılar ... Galatasaray'ımız ve Türkiye ,Kopenhag'da hem sahada hem de saha dışında Aslanlar gibi temsil edilmişti... Yurda dönüş esnasında ise kaldığımız otelin temizlikçileri bizi tebrik etmişlerdi...Biz maç yüzünden zannetmiştik meğer odaları kullanma biçimimizden dolayı teşekkür ediyorlarmış... Bizimle aynı otelde kalan İngiliz taraftarlara ise lanet okuyorlardı. Çünkü onların kaldığı odalar perişan haldeymiş... Onlar medeni biz barbarız ya...Pöh...
Ah unutmadan ekleyeyim ; Bu arada 1999-2000 sezonunda da Galatasaray üstüste ördüncü kez Türkiye Ligi şampiyonu oluyor ve bu alanda da kırılması çok zor olan bir rekorun sahibi oluyordu... Artık sırada Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Real Madrid ile oynanacak olan Süper Kupa vardı...


Teşekkürler GALATASARAY !

Teşekkürler; Bu gurur veren tablonun yaratılmasında emeği geçen herkese..
__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
--------EFSANEWİ MAÇLAR 2 -------
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» --------EFSANEWİ MAÇLAR-------

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Spor DaLLaRı :: KuLüpLer :: Galatasaray-
Buraya geçin: